Makaleler


Psikanalitik Psikoterapi

Psikanalitik Psikoterapi 15.09.2018

Psikanalitik psikotrapi, psikanalizin tutumunun temel alındığı fakat çerçevesinin değiştirilmiş halidir. Psikanalitik psikoterapide hasta ile terapist karşı karşıyadır ve seans sıklığı ihtiyaca göre en az haftada bir defa olmak üzere durum gerekliliğine göre belirlenir.

Psikanalizde olduğu gibi; analiz etme, aktarım geliştirme ve bunu yorumlama, sonlandırma ve ayrılma burada da temel konulardır. Diğer terapi tekniklerine göre daha derinden ve uzun bir süreçte tedavi amaçlanır.

Ana yöntem burada da serbest çağrışımdır. Hastadan beklenen aklından geçenleri sansürlemeden dile getirmesidir. Önemli psikolojik işlevler bilincin dışında oluşur. Bu alanda çalışabilmenin yolu da yine şahsın geçmiş yaşantıları, anıları, rüyaları ve serbest çağrışımıdır.

Ruhsal sorunun kaynağı bilinç dışının içerdiği zihinsel çatışmadır. Bilinçte olan zaten hasta tarafından bilindiği için bilinç, temel çalışma alanını oluşturmaz.
Temel süreç; hastayı çözülmemiş ruhsal çatışmaların kaynağına getirmek, o zaman geçerli olan öğeleri tekrar işlevselliğe koymak ve yorumlayarak çatışmaya bir çözüm bulunmasıdır. Hem bellek işletilerek geçmiş yaşantı anımsatılması, hem de terapinin sağladığı duygusal yaşantının anlamlandırılması araştırma ve tedavi açısından çok önemlidir.

Psikanalitik psikoterapide yalnızca nevrotik hastalıklar değil; borderline veya narsisistik kişilik örgütlenmesi olan hastalar, ya da nesne ilişkileri problemli daha ilkel savunmalar kullanan diğer hastalarla da çalışılır.

İnsanlar tarafından daha sık olarak bilinen ve telaffuz edilen panik bozukluk, okb ( obsesif kompulsif bozukluk) veya takıntı hastalığı, anksiyete bozukluğu, depresyon, sosyal fobi, kaygı bozukluğu, panik atak, vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik vs. gibi tanıların da dolayısıyla psikanalitik psikoterapi ile tedavisi ve ele alınması mümkündür.